Çarşamba, Ağustos 27, 2014

30'a doğru adım adım...

30 Ağustos, yılın en sevdiğim günü.. Daha ne kadar severim belli değil...
Başlıkta okuduğunuz üzere 30 a doğru adım adım yaş olarak değil gün olarak önemlidir benim için :)
30 uma ne kadar kaldığını söylemeyeceğim pek tabi:)

İnsan büyüdükçe yaş aldıkça daha iyi anlıyormuş bir şeyleri, iyi sandığın insanların ne kadar kötüleşebileceğini,sevmediğini sandıklarının da aslında iyi insanlar olabileceğini keşfediyormuşsun.
Ben son 1 sene içinde hiç olmadığım kadar olgunum artık.
Kendimi bir çok konuda törpülemeyi öğreniyorum..
Hayat denilen bu yolculukta uzun yollarda sessiz ve sakin kendimle yürümeyi öğreniyorum.
İhtiyacım olan önce kendimi sevmekmiş öğreniyorum.
En önemlisi aileymiş öğreniyorum.
Yeni yaşıma girmeme 1 gün kala tüm eski yaşlarıma teşekkür ederim bana getirdikleri güzellikler için ve gerçekten kırgın değilim yaşattığı olumsuzluklar için... 
Bu da böyle kendime doğumgünü hatırlatması olsun madem :) 



Pazartesi, Ağustos 25, 2014

Seyahat | Kızkumu' ndan Tekne Turu


Yine dolu dolu geçirdiğimiz bir pazarın ardından gezdim tozdum yazımla buradayım :) Yine bol fotoğraflı bir post olacak benden söylemesi.

Günübirlik koy turuna katılmak için, dün atlatık motorumuza soluğu Marmaris'e 20 km uzaklıktaki Kızkumu'nda aldık. Arkadaş tavsiyesi ve organizasyonu ile gittiğimiz için buradaki teknelerden en büyüğü olan Yavuz Kaptan'a bir güzel yerleştik. Saat 09:30 u gösterdiğinde teknemiz ufacıcık limandan ayrıldı. Ve bu çevrede gördüğüm en güzel koylarda yüzme şansını elde ettik.
Bütün gün teknede olmak fikri size sıkıcı gelebilir, bize de öyle geliyordu ama o kadar çok yüzdük ki teknede olduğumuzu unuttuk gitti. Bizim olduğumuz teknede bizim dışımızda 3 Türk vardı geri kalan her yolcu Rustu.
Tur teknelerinin en sıkıcı yanı bence yüksek sesteki müzikleri, gerçekten bunalırsanız ondan bunalırsınız sadece ki biz bunu bildiğimiz için pek takılmadık :)
Masmavi tertemiz sularda yüzdük, Manastır'ı ziyaret ettik, hatta Dişlice Adası'nda bir ara kendimizi Tayland'da zannettik :)
17:30'da tur bitti, inanılmaz mutlu ve yorgun şekilde tekneden ayrıldık..
Eğer Marmaris'e geldim ama bir değişiklik arıyorum diyorsanız şiddetle tavsiye ediyorum...
Dönüşte de Marmaris kavşağının tam karşısında ''Köşem Restaurant'' ı göreceksiniz. Benden tavsiye orada bir mola verin ve tavuklu peynirli pide yiyin, bana bol bol dua edeceksiniz :) 
















 Manastır Adası















Dişlice Adası

Çarşamba, Ağustos 20, 2014

Winter is Coming!

Bu yazımın konusu başlıkta gördüğünüz Game of Thrones nidaları taşımıyor maalesef.
Bu yazım kışın gelmesine 2 ay kalmışken yapılan mantıklı bir alışverişle ilgili..
Sevgiliyle uzun zamandır kışlık mont arıyoruz, kendisi çoook uzun zamandır Helly Hansen giydiği için tahmin edersiniz ki vazgeçmesi ve başka bir mont alması baya baya zor oldu. Uzun araştırmalar sonucunda gerçekten çok sevdiği ve kalitesinden emin olduğu bir mont aldı, ve sadece kendine değil bu güzelliği bana da yaptı, doğum günüm yaklaşırken hediyemi önceden verdi :) Özellikleri konusunda gerçekten en ufak bir araştırma yapmadım, bizde o işlere bey bakıyor :)

Şimdi onun kaleminden niye aldığımız mont modellerini tercih etmiş okuyalım :) 

'' Kışlık mont seçerken dikkat edilecek en önemli şeylerden biri nefes alabilmesidir. Özellikle Marmaris gibi çok fazla yağış alan bir yerde yaşıyorsanız montunuzun su geçirmeme özelliği de büyük önem taşır. Peki hem nefes alabilen hem su geçirmeyen mont nasıl olacak diye sorarsanız, cevabı Robert Gore 1969 yılında verdi ve 1976 yılından beri de raflarda; Gore-tex.

Gore-Tex, endüstriyel filtre sistemleri, kablo yalıtımları, uzay araçları ve sıklıkla sağlık alanlarında da kullanılan, su geçirmeyen ama aynı zamanda nefes alabilen bir membran/zar çeşididir.
Santimetre karesinde 1,4 milyar gözenek bulunur. Bu gözenekler okadar küçüktür ki su zerrecikleri geçemez. Ama buhar molekülleri rahatlıkla geçebilir. Pratikte sağnak yağmur altında koştuğumuzu düşünelim.Gore-tex montumuz dışardan hiçbir şekilde yağmur almadığı gibi, terimizi de olduğu gibi dışarı atacaktır. Mammut, Arc’teryx, Mountain Hardwear, Marmot  gibi dünyanın en iyi  outdoor firmaları gore-tex teknolojisini ürünlerine en iyi yansıtan markalardır. Çoğu extreme dağcı,kayakçı ve diğer doğa sporcuları bu  markalardan vazgeçemezler.

Eğer benim Everest’e çıkma niyetim yok,  ben sadece günlük hayatta yağmurda ıslanmayayım, soğuk almayayım ve terlemeyeyim diye düşünürseniz de ( ki biz böyle düşündük) o zaman bir Arc’teryx monta 48 BTU luk inverter klima parası vermek zorunda değilsiniz. Pek çok outdoor firması Gore-Tex’ e telif hakkı ödememek adına kendi teknolojilerini geliştirir. The North Face’in HyVent Teknolojisi ve Columbia’nın Omni-Tech Teknolojisi gibi.

Ben The NorthFace Freedom Stretch Triclimate 3-in-1 Insulated Jacket'i tercih ettim. HyVent Kumaşın Gore-Tex ile günlük kullanımda pek bir farkı yok. Su geçirmeyip içerideki buharı dışarı atan, nefes alabilen ve uzun ömürlü bir kumaş. İçindeki poları ayrı olarak da giyilebiliyor. Kısa kollu T-Shirt üzerine bu ceketi giyerek bütün kışı çok rahat geçirebileceğimi düşünüyorum.


 

 

Ece için de hemen hemen aynısı diyebileceğim Columbia Bugaboo Interchange 3-in-1 Insulated Jacket'i tercih ettik. Ama onun Bütün kışı kısa kollu T-Shirt le geçiremeyeceğini adım gibi biliyorum :)

 

 


Her iki mont da özellikle Marmaris gibi bir yer için oldukça ideal.

Umuyorum biraz da olsa yardımcı olabilmiş, aklınızda soru işareti varsa silebilmişimdir.

Sevgiler,
Mehmet

Cumartesi, Ağustos 16, 2014

Flower Power | Çiçekli Taç

Bu tacı fotoğraf çekimlerimizde kullanmak için yaptım. Evde olacağı için nişanımız, dış çekim fotoğraflarımız da olsun, o güne sıkıştırmayalım istiyoruz. Bu nedenle hem eğlenceli, hem de keyifli fotoğraf çekimleri için hazırlık yapıyorum. Fotoğraflarımızı amatör ama profosyonel bir edayla çalışan kardeşim Tuğçe çekecek. bu konuda ona güvenim sonsuz :)

Neyse bakalım nasıl yapmışım çiçekli tacımı.
Çiçekleri English Home'dan aldım. Dal üzerinde minik minik çiçekler halinde satılıyor. Daha sonra onları bir güzel daldan kopardım.
Kullanmadığım metal siyah bir tacın etrafını koyu yeşil kurdele ile sardım, ara ara silikon tabancası kullanarak sabitledim.
Daha sonra büyüklü küçüklü olan çiçekleri ortadan en büyük boylarla başlayarak tacın üzerine silikon tabancasıyla yapıştırdım, kenarlara geldikçe çiçek boylarını küçülttüm. Tacın arkasına renkli kurdeleler de sabitledim ki daha havalı dursun arkada fiyonk yapabileyim.

Aşağıdaki taç ortaya çıktı.





Cuma, Ağustos 15, 2014

Nişan Hazırlıkları

Merhaba,
Bundan sonra nişan hazırlıklarımı blogumun sağ tarafında görmüş olduğunuz Nişan Hazırlıkları kısmında paylaşacağım. Resme tıklayarak ben neler yapmışım görebilirsiniz.  Ama şimdiden söylemesi pek geleneksel değil ona göre :) Daha önce de dediğim gibi biz gelenekseli kendimize göre şekillendiriyoruz :)

Takipte kalın :)




Salı, Ağustos 12, 2014

Moshos Garden | Sıcak Havlu Yüz Temizleyici

Merhaba,
Bugünün konusu cilt temizliği, instagram'da severek takip ettiğim Moshos Garden'dan nihayet siparişimi verdim.
Elime ulaşır ulaşmaz da kullandım, sizinle ilk izlenimlerimi bugün paylaşmaya hazırım..


Moshos Garden %100 bitkisel ürünler kullanıyor, içeriklerinin tamamı sertifikalı organikler, ve doğal ürünler.
Ben ilk denemem olacağı için 50cc'lik boyunu aldım, cuma günü verdiğim siparişim pazartesi elime ulaştı.
Aldığım temizlik ürünü yanında uygulamak için havlusuyla birlikte geliyor. (ben önce havluyu doğal beyaz sabunla bir güzel yıkadım pek tabi)
Yapmanız gereken yeterli miktarda ürünü alıp cildinize krem gibi uygulamak, ve daha sonra bir kaseye koyduğunuz sıcak suya (el değebilecek kadar sıcak), havlunuzu tamamen batırıp çıkararak yüzünüzü dairesel hareketlerle temizlemek.
Bu kremle makyajınızı temizleyebilir, cildinizi kimyasaldan tamamen arındırabilir, ya da evde spa etkisini yaşayabilirsiniz. Ben dün akşam makyajımı temizlemek için kullandım, bu sabah da spa etkisi hissedip cildimi rahatlatmak için. Şu anda cildim yumuşacık ve tertemiz :)
Şiddetle tavsiye ediyorum..



Bundan sonraki alışverişimde el ve yüz kremi, saç ve tırnak bakım yağlarını alacağım..

Pazartesi, Ağustos 11, 2014

SEDİR (KLEOPATRA) ADASI

Seçimi de atlattık, sonucu hüsran ama şu anda bu konuyla ilgili konuşup da canımı sıkmak istemiyorum, biz vatandaşlık görevimizi yaptık, oyumuzu verdik.
Sonrasında ne yapacağımıza karar vermek kolay oldu, öncelikle Çamlı Köyü'nde Halil'in Yeri'ne kahvaltıya gittik, ardından hop atladık motorumuza  doğruca Sedir Adası'na...
Bu adanın özelliği, plajındaki çok nadir bulunan kumları ve adadaki tarihi alıntıları. Kumlar koruma altında, girip oturmak ya da kum almak yasak.
Adaya gitmek için Marmaris Muğla yolundan Çamlı Köyü'ne sapıyorsunuz. Yaklaşık 5 km sonra sağ tarafta ufacık bir iskele var o iskeleden ufak patpat motorlara bilet alıyorsunuz (kişi başı gidiş dönüş 15-TL), yaklaşık yarım saatlik bir deniz yolculuğundan sonra adadasınız, yine adaya girerken kişi başı 15-TL ödeyerek müze giriş bileti alıyorsunuz, müze kartları geçiyor bilginize. Önemli bir konu hakikaten doğası çok çok güzel, ancak pazarları aşırı kalabalık oluyor sıkılabilirsiniz, ve bütün şezlonglar tahta üzerinde sünger bile yok o yüzden ufak çaplı bir çin işkencesine maruz kalmanız muhtemel. ama suyun rengi o kadar güzel, kumlar o kadar farklı ki bir çok sıkıntıyı görmezden gelebilirsiniz :)
Sizinle çok da profosyonel olmayan bir kaç fotoğrafı paylaşıp azıcık da olsa izleniminiz olsun istiyorum:)