Perşembe, Haziran 27, 2013

Bir kaç farklı Kendin Yap Önerisi - DIY!


En sevdiğim konu kendin yap konusu olabilir:)
El işi dersleriyle birlikte merakım başlamıştı, aslında hiçbi zaman eline tığ ve ip alıp el işi yapan bi küçücük turşucuk olamadım. Elim hep daha eğlenceli şeylere gitti, hem dedim nasılsa annem tarafında hazır yapılmışı var en olmadı bana bunu yapcak 5 tane teyzem var ondan elimi sürmedim, ve evet işin gerçeği 1 ters 1 düz dışında örgü örmeyi de beceremiyorum, yaptığım tek şey 1 tanecik atkı :) unutuyorum şiş alttanmı geçiyodu üstten mi  :)

Neyse Konumuz Kendi Kendimize Neler Yapabiliriz?
Ben şu sıra yastık yapıyorum demiştim, parçaları birleştirdiğimde yayınlayacağım yaptıklarımı.. Onun dışında zımbalarla çok hazır neşirim konduracak yer arıyorum:)



Aşağıda nikah şekeri olarak kullanabileceğiniz örnekleri hem uygulaması, hem malzemelerini temin etmesi kolay hemde maliyeti düşük;

Perşembe, Haziran 20, 2013

Bavulumu toplasam tatile çıksam....

Bir turizmci olarak yaz aylarında tatile çıkmaya hasret kaldım. Tatilimiz ancak 1 gece 1 günden ibaret olabiliyor maalesef:( arada izin alabilir de kaçabilirsek eğer 2 güne uzatabiliyoruz...
Sırf bu yüzden turizm işini bırakabilirim diye düşünüyorum son zamanlarda sık sık...
Önümde gözüken en yakın tatil programım Rodos şu anda... Temmuz ayında cuma akşam gidip pazar sabah dönmeyi programlıyorum, bakalım uzun dönem vize verirlerse en azından bu programı bütün bi yaz boyunca hafta sonlarına uzatabilirim:) En son 6 aylık vize aldığımı düşünürsek sanırım bundan sonraki bi senelik olacaktır...Umarım:) Başvuru sonucumu bekliyorum....
Tatillerimi güzel değerlendirmek isterim, tüm tatil boyunca yan gelip yatmayı sevmem, alışveriş yapıyım geziyim göriyim isterim.. Şezlongdan kalmayıp deli gibi uyuşukluk yapacağım tek tatilim balayım olucak sanıyorum :)

Şimdi gelgelelim nerelere gitsek konusuna;

Çarşamba, Haziran 19, 2013

Rujun Hikayesi...

Annemizin topuklu ayakkabılarını giymeye başlamamızla aynı döneme denk gelir rujlarını sürüp evcilik oynamamız :) Yüzümüzün gözlerimizden sonra en çok öne çıkan yeridir Dudaklarımız... Ateşli bir Fransız öpücüğüyle taçlandırılan, gülümsediğiniz zaman ışıltılar saçan dudaklarımıza gereken ilgili gösteriyor muyuz peki? Ara ara peeling yapıp, çatlamasın diye koruyucu kremler kullanıyor muyuz? Bir çoğunuzun tabiki dediğini duyar gibiyim... Ev yapımı ballı toz şekerli peeling ile dudaklarınızdaki ölü kısımları temizleyebilir, renklerini açığa çıkarabilir yumoş yumoş dudaklara sahip olabilirsiniz...
Ve makyajın son rötuşu Ruj... Sürülmeden makyaj tamamlanmaz, eksik kalınır....
Neymiş peki rujun hikayesi;

Ruj kelimesi Fransızcada "kırmızı" anlamına gelen"rouge" kelimesinden gelmektedir. Rujun içinde ozokerit, lanolin ve ceserin mumları, balmumu, kastor yağı, beyaz mineral yağı, lanolin yağı, hidrolenmiş bitkisel yağlar, oleil alkol ve bromo asitler bulunmaktadır. Dünyada her üç kadından biri ruj kullanmaktadır ve hayatı boyunca bir kadın ortalama altı gram ruj yutmaktadır.



Antik Mezopotamyalı kadınlar, büyük ihtimalle ruju icat eden ve kullanan ilk kişilerdi. Yarı değerli mücevherleri öğüterek dudaklarını boyamak için bunları kullandılar. Antik İndus Vadisi Uygarlığı, yüz boyamada ruju dudaklarına sürdüler. Antik Mısırlılar, karıştırdıkları çeşitli bitki ve hayvan yağlarını kızıl kurşun ve demir oksitle renklendirip dudaklarına sürdüler. Karışımdaki pas kokusunu gidermek için kullandıkları malzemeyse doğal malzemelerdi.
İslam'ın Altın Çağı'nda Arap Endülüs kozmetikçisi Abu al-Qasim al-Zahrawi, katı rujları buldu. Ortaçağ Avrupasında, ruj kilise tarafından yasaklandı ve "şeytanın cisimlenmiş hali" olarak düşünüldü, kozmetikler fahişeler için ayrıldı. 18. yüzyılda ruj erkekler arasında da yaygınlaştı ve Fransız mahkemelerinde yüzlerini öne çıkarmak isteyen görevliler dudaklarını boyarlardı.
19. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde ruj, kırmızı boya ile renklendirildi.
Diye anlatılmış özgür ansiklopedi Wikipedi' de....

Ruj rengimizi ten rengimize göre seçebileceğimiz gibi, makyajımıza göre de seçebiliriz...  Mat ve parlak olma özelliğine göre seçim yapılabilir.. Mat rujlar kalın dolgun dudaklar için uygunken, parlak rujlar ince ve açık renkli dudaklara önerilir...Eğer doğal bir ruj rengi kullanmak istiyorsanız kendi dudak rengimizin 1 yada 2 ton koyusunu kullanmamız güzel bir görüntü sağlayacaktır. 
Rujumuzu ten rengimize göre seçmeniz daha başarılı bir yöntem olacaktır. Açık tenliysek eğer doğal tonları kullanabilir, bu tonları doğal bir makyajla tamamlayabilir yazın dokusuna uyum sağlayabiliriz, Kırmızı ve bordo tonlarını ise gece makyajlarında kullanabilir seksi bir görüntü elde edebiliriz.  Eğer esmer bir cilde sahipsek kayısı ve şeftali tonları dudaklarımızda doğal bir görünüm sağlayacaktır.  Ayrıca şeker pembesi tonları sevimli bir görüntü elde etmemize yardımcı olacaktır, gece makyajımız içinse kırmızılar ve mor tonlarını cildimiz çok güzel taşıyacaktır. 
Uzmanların verdiği en önemli not ise eğer abartılı bir göz makyajı yapmışsak, rujumuzu doğal tonlarda seçmemizdir.. Eğer kırmızı ruj kullanacaksak makyajımızı hafif tutmak ya da gri dumanlı tarzda makyaj yapmak güzel bir görüntü elde etmemizi sağlayacaktır. 
Ben bir kaç yıldır Dior'un resimde gördüğünüz rujlarını, ve pratikliği, dokusu ve renkleri nedeniyle de Clinique' in Chubby Stick rujlarını kullanıyorum. Ayrıca dudaklarım çatladığında Burt's Bees 'in dudak koruma kremini ve Nivea' nın vişneli koruma kremini kullanıyorum. 


Haydi şimdi gidip rujlarımızı tazeleyelim :)

Pazartesi, Haziran 17, 2013

Vanilya Club Siparişi

Bir blogda gördüğüm Vanilya Club' ı denemeye karar verdim ve üye oldum.. Perşembe günü üye olup sürprizimi beklemeye başladım, cumartesi elimdeydi...

Vanilya Club ne derseniz kendilerini şöyle anlatmışlar;



Vanilya Club üyesi olarak her ay, saç bakımından parfüme, cilt bakımından makyaja kadar, birçok kategoride en iyi güzellik ürünlerini keşfedeceksiniz ve kısa sürede kendi güzellik uzmanınız olacaksınız.
Yalnızca kalitesine güvendiğimiz markaları ve denediğimiz ürünleri sizlerle paylaşacağız. Güzelliğin sırlarını, kimi zaman Harvey Nichols'un ışıltılı dünyasında, kimi zamansa lüks eczane standlarında, dermokozmetik markalarında arayacağız. Bazen lüks kuaförlere konuk olup, kullandıkları markaları evinize getireceğiz, bazense Watsons'a, Gratis'e gidip kendimizi şımartacağız. Bir yandan organik kozmetiğe, bir yandan ünlülerin makyaj çantalarına birlikte göz atacağız.
Bir ay La Prairie ile yükseklerden uçacağız, bir ay L'Occitane ile doğaya koşacağız. Kutunuz evinize geldiğinde kimi zaman soluğu Sevil'de, Tekin Acar'da, kimi zamansa Boyner mağazalarında alacağız. Hediye ve indirim çekleri ile ayrıcalıklar dünyası bizleri bekliyor olacak!
Vanilya Club'da bir yılda 60'a yakın ürün ve markayı birlikte keşfedeceğiz. İnternet sitemizde tüm gönderdiğimiz ürünlere ait zengin bir içerik sizleri bekliyor olacak. Bir yandan bu büyülü dünyayı keşfederken, bir yandan da markalara tüm beğeni, eleştiri ve temennilerimizi birlikte ileteceğiz. Sizler de bizimle birlikte kozmetik dünyasını keşfetmeye hazır mısınız?Vanilya Club'a katılın ve bu büyülü dünyada yerinizi hemen alın!

Denemekten zarar gelmez diyerek en küçük paket olan aylık paketi aldım...
Paketimin içinden yandaki resimde gördükleriniz çıktı (4 adet CHINA GLAZE oje(1 i çatlayan), 1 adet NUXE vucut peelingi, 1 adet LCN fondoten, 1 adet CHI marka saç bakım yağı, 2 paket tırnak stickerı,1 adet DAVIDOFF ENERGY parfum)... Çok mutlu oldum diyemeyeceğim ancak yinede 35-Tl için kargo masrafının da içinde olduğunu düşünürseniz fena değildi... Tırnaklarına düşkün olanların sevecekleri bir paket olabilir... Ama şansımı temmuz da tekrar deneyeceğim:)

Dip Not: CHI saç bakım yağını denedim büyük boyunu en kısa zamanda edineceğim...

Bu paketi arkadaşlarınıza hediye edebilir, onları mutlu edebilirsiniz :)
Site için tıktık:)

Salı, Haziran 11, 2013

Loading.... Mutluluk:)

Bütün olumsuzluklara rağmen bir şekilde kendimizi iyi hissetmemiz lazım dimi?
Geçtiğimiz cumartesi gününü sevgiliyle beraber Turunç'ta geçirdik. Cumartesi sabahı deniz yoluyla (namı değer pat pat motorla) gittik, 40 dakikada Turunç'a vardık.. Hava sıcak ama inanılmaz rüzgarlıydı hatta bi süre sonra fırtınamı çıkacak yaee diye söylenmeye başladım:) Ve evet her zamanki gibi üşüdüm :) 
Heh işte Fidan Restaurant önünde üzerine havlu serip şezlongda uzanan bendim:) 
Mükemmel haftasonuydu, denize girdik, bol bol dinlendik, muhabbet ettik, müzik dinledik... Böyle haftasonlarından sonra haftaya başlamak daha kolay oluyo benim için işe daha iyi motive olabiliyorum.. He ama pazartesi sendromumun da hakkını veririm tabii o ayrı :) 
Bugün de çok güzel bi gün, işlerimin çoğunu sabahtan bitirdim, şimdi sakin sakin ufak işler yaparak günümü geçiriyorum... Güzel olmasının başka bi nedeni de Ablam, Güneş ve Çınar bu akşam 23:30 sularında burada olacaklar yehuuu :) Onlar geldiği zaman anlıyorum ki yaz geldi... çok eğlenicez çook :)
Ayrıca son zamanlarda kendime bir hobi edindim, yastık yapıyorum...
Yakın zamanda yaptıklarımı buraya da ekleyeceğim ve şansım yaver giderse satacağım :)
Bunlar elimin gitmediği, post yazamadığım zamanda bendeki haberler..

*Umarım güzel şeyler olur artık hepimizin hayatında, ülkemiz içinde bulunduğu bu durumdan halkın gücüyle kurtulur...





Cuma, Haziran 07, 2013

Bir Ağaç Öldü!!!

Tam 1 haftadır hiçbişey yazmamışım. elim gitmedi yazmaya.. Ülkemizin içinde bulunduğu durum herkes gibi beni de çok üzdü, yıprattı... Bir millet polisinden de korkarsa, korktuğunda kime sığınacak, bizi kim kimden koruyacak sorularını sorduk hepimiz... Gencecik kızların, erkeklerin üzerinde kullanılan orantısız güç gösterisine ağlayarak şahit olduk...
Umarım polisin şiddeti artık son bulur, bu olayları provoke ederek çıkar sağlamaya çalışanlar akıllarını başlarına alırlar...

Unutulmamalıdır ki bu her hangi bir partinin her hangi bir partiye karşı duruşu değildir, bu bir sivil direniştir.. Uykusundan uyanan bir milletin, dayatmaya, gövde gösterilerine, haklarının elinden alınmasına karşı direnişidir...