Bugün sizinle bir dönem benim de karşı karşıya olduğum Mobbing (Psikolojik Taciz) konusuyla ilgili
Gazi Üniversitesi Mobbing Birimi tarafından hazırlanan bilgilendirme yazısını paylaşmak istiyorum.
Biliyorum ki mobbingden muzdarip çok insan var, çevrem de bile tanıdığım o kadar çok yakınım var ki... Umuyorum bu gibi bir durumda yalnız olmadığınızı, kanunların sizin yanınızda olduğunu bilirsiniz ve hayata küsmez hakkınızı ararsınız.
Mobbing (Psikolojik Taciz) Nedir?
Mobbing kavramı, İngilizce “mob” kökünden gelmekte olup,
“Mob” sözcüğü, aşırı şiddetle ilişkili ve yasaya uygun olmayan kabalık
anlamındadır. Sözcük Latince “mobile vulgus”tan türemiştir. İş yaşamında maddî
ve manevî çok büyük zarara yol açan duygusal taciz, yakın geçmişte başlı başına
bir olgu olarak tanımlanmıştır.Mobbingin (işyerinde psikolojik taciz) kelime
anlamı, psikolojik şiddet,baskı, kuşatma, taciz, rahatsız etme veya sıkıntı
vermektir. Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “Bezdiri” kelimesini belirlemiş ve bezdiriyi
“İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp,
çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak
yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamıştır. Üniversitemizde
“İşyerinde psikolojik taciz” kavramı uluslararası literatürde yaygın kullanım
şekli olan “mobbing” kelimesi ile ifade edilmiştir.
Mobbing; Mevcut gücün ya da pozisyonun kötüye kullanılarak;
sistematik olarak psikolojik şiddet, baskı, kuşatma, taciz, aşağılama, tehdit
vb. şekillerde tecelli eden duygusal bir saldırıdır. Kişinin saygısız ve
zararlı bir davranışın hedefi olmasıyla başlayıp; işverenin ima ve alay ile
karşısındakinin toplumsal itibarını düşürmeyi de içeren saldırgan bir ortam
yaratarak onu işten çıkmaya zorlamasıdır. Yaş, cinsiyet, ırk ayrımı olmaksızın
kişiyi iş yaşamından dışlamak amacı ile kasıtlı olarak yapılır. Mobbing uygulayan kişiye “tacizci”, mobbinge
maruz kalan kişiye ise “mağdur” denir.
Mobbinge maruz kalan kişiler gördükleri zararın büyüklüğü ve
etkisiyle, işlerini yapamaz duruma gelmektedirler. Konu ile ilgili yapılan
araştırmalar göstermiştir ki, en kısa mobbing süresi 6 ay, genelde ortalama
süre 15 ay, sürecin kalıcı ağır etkilerinin ortaya çıktığı dönem ise, 29-46 aydır.
Hangi işyerlerinde ve hangi kişilerin mobbinge uğradığına bakıldığında
araştırmalara göre kâr amacı gütmeyen kuruluşlar, öncelikle sağlık ve eğitim
sektöründe yaygın olduğu ve özellikle de üniversitelerde bunun çok daha
sıklıkla yaşandığı görülmektedir.
Mobbingin Tarihçesi
Mobbing sözcüğü, ilk
olarak hayvanların kendi aralarındaki savaşta belirlenip, daha sonra çocukların
birbiriyle olan zorbalık ilişkilerini tanımlamakta kullanılmıştır. İşyerlerinde
de 1950-1960’lı yıllarda yapılan araştırmalar, mobbingin sadece çocuklar
arasında yaşanmadığını ortaya koymuştur. Mobbing kavramı ilk olarak 1984
yılında Dr.Heinz Leymann tarafından “İş Hayatında Güvenlik ve Sağlık” konulu
raporda ortaya atılmış ve böylece bilimsellik kazanmıştır. Çalışma yaşamında
hep var olan fakat görmezden gelinen mobbing, birçok iş yerinde hâlâ çok sayıda
çalışanın kâbusu olmaya devam etmektedir. Bazen hakaretle, aşağılamayla bazen
de normalin üzerinde aşırı iş yükü yükleyerek kendini gösteren bu davranışa
maruz kalmak çalışanın hem psikolojik hem de fizyolojik olarak etkilenmesine
neden olabilmektedir.
Mobbing Nasıl
Anlaşılır?
Çalışanlar üzerinde
yetki, grup psikolojisi, küme ilişkileri yolu ve sistematik baskı ile ortaya
çıkar. “Sistematik” tespitinin yapılması için, uzmanlar en az altı aylık bir
süre öngörmektedirler. Anlık, stresten kaynaklanan sorunlar kastedilmemektedir.
Yaşanan her çatışma ya da her anlaşmazlık psikolojik taciz olarak
değerlendirilmemelidir. Bir olguya psikolojik taciz diye bakabilmek için
davranışların ayda birkaç kez tekrarlanması, birbiri ardına birtakım evreler
içinde geçmiş olması ve bunun tekrarlama sıklığı ve uzun süre devam etmesi ve
davranış tarzlarının kişiye kötü muamele şeklinde olması gerekmektedir.
Bir ya da birden
fazla kişiye yöneltilen ve tekrar eden olumsuz davranışlarda iletişim olgusu
olduğu için iki taraf vardır. Tacizi yapan ve hedef kişi arasında açık bir güç
eşitsizliği bulunmaktadır. Kurban konumundaki kişi devamlı kaybeden kişi
konumundadır. Bir tacize mobbing denilebilmesi için en azından, kasıtlılık,
süreklilik ve sistemlilik niteliklerini taşımalı ve bunların varlığının teşhisi
içinse, çatışmanın, kurum kültürünün ve taciz sürecinin incelenmesi
gerekmektedir.
Mobbing Türleri
1. Düşey Psikolojik
Taciz: Üst konumda yer alanların astlarına yönelik olarak gerçekleştirdikleri
psikolojik taciz vakalarıdır. Üstler sahip oldukları kurumsal gücü, astlarını
ezerek, onları kurumun dışına iterek kullanmasıdır.
2. Yatay Psikolojik Taciz: İşyerinde psikolojik tacizin fail
veya failleri mağdur ile benzer görevlerde ve benzer olanaklara sahip, aynı
konumdaki iş arkadaşlarıdırlar. Örneğin; eşit koşullar içinde bulunan
çalışanların çekememezliği, rekabet, çıkar çatışması, kişisel hoşnutsuzluklar
gibi.
3. Dikey Psikolojik Taciz: Çalışanın yöneticiye psikolojik
şiddet uygulamasıdır. Nadir görülen bir durumdur. Örneğin, çalışanların
yöneticiyi kabullenememesi, eski yöneticiye duyulan bağlılık, kıskançlık gibi.
Mobbingin Aşamaları
- Çatışmanın ilk belirtileri
- Çatışmanın
çözümlenmeyişi
- Mobbingin başlaması
(ruhsal ve fiziksel sağlık etkilenir)
- Mobbingin
şiddetlenmesi (performansın düşmesi)
- Mobbingin iyice
yoğunlaşması (istirahat, rapor, işe geç kalma)
- Yoğun mobbingin
devamı (hastalık işin önüne geçer)
- Hastalık, istifa,
uzaklaştırma vs…
Mobbingin Etkileri
Modern hayatın getirdiği temel sorunlardan birisi haline
gelen psikolojik tacizin sonuçları ve etki alanı oldukça geniştir. Bireyler,
böyle bir sorunu bilmekte, yaşamakta, ancak tanımlama ve çözüm konusunda bir
adım atamamaktadır. İşyerinde psikolojik taciz, bireyin saygısız ve zararlı bir
davranışın hedefi olmasıyla başlamakta ve daha sonra tacizcinin saldırgan
eylemleriyle devam etmektedir. Bir sonraki aşamada da mağdur, sorunun kaynağı,
problemli ya da akıl hastası olarak damgalanmaktadır. Zaman zaman saldırganlığa
tacizcinin dışında yönetim veya iş arkadaşları da katılabilmektedir. Genellikle
bireyin toplumsal itibarını düşürmeye yönelik saldırgan bir ortam
oluşturulmakta ve sistematik olarak baskı yaratılıp işten ayrılması
sağlanmaktadır. Psikolojik tacizin birey üzerindeki duygusal ve fiziksel
etkilerini; uykusuzluk, sinir bozukluğu, melankoli hali, yoğunlaşma bozukluğu,
sosyal yalıtım, kendini küçümseme ve aşağılama, sosyal uyumsuzluk, çeşitli
psikosomatik rahatsızlıklar, depresyon, umutsuzluk ve çaresizlik hissi,
sinirlilik, öfke, huzursuzluk ve derin keder hâli olarak tanımlanmaktadır.
Mobbing insanın meslekî bütünlük ve benlik duygusunu
zedeler, kişinin kendine yönelik kuşkusunu artırır, paronaya ve kafa
karışıklığına neden olur, kurban kendine güven duygusunu yitirir, kendisini
yalıtabilir, huzursuzluk, korku, utanç, öfke ve endişe duyguları yaşar.
Mobbing, ağlama, uyku bozuklukları, depresyon, yüksek tansiyon, panik atak,
kalp krizine kadar giden sağlık sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu
yaratabilir.
Mobbing mağdurunun yaşadığı sorunları aile ortamına
yansıtması, aile içi huzursuzluk ve çatışmalara sebep olabilir. Hatta bu durum
aile içi şiddet ve boşanmayla sonuçlanabilir.
Yapılan bir araştırmaya göre Mobbing mağdurunun sağlık
giderleri, kazancın üzerinde bir rakama tekabül etmektedir.
Psikolojik tedavi, ilaç, doktor ve hastane masrafları
yanında; iş veriminin azalması, hastalık izinlerinin artması gibi sonuçları
sebebi ile Mobbing ekonomik bağlamda yüksek kayıplara sebep olmaktadır.
Mesleki motivasyonun düşmesi
Öğrenci, veli ve çalışan personelle iletişim çatışmaları
Tükenmişlik duygusu
İşe gitmeme isteği
Çalışmak konusunda pişmanlık ve hırs gibi çatışan hisler
İş ve iş ortamı değiştirme isteği
İşle ilgili güvensizlik duyma.
Mobbingin Maliyeti
Mobbingin (İşyerinde Psikolojik Taciz) doğrudan maliyeti
çalışanların katlanmak zorunda olduğu iş kaybı ve güvenlik boyutu ile birlikte,
bireyin ruhsal ve fiziksel sağlığıyla ödemek zorunda kaldığı ağır bir bedeldir.
Bu olgunun dolaylı maliyeti ise, işveren ve toplumun katlanmak zorunda kaldığı
düşük verim ve üretim ürün kalitesinin bozulması, kurumunun/ şirketin
saygınlığının yitirilmesi ve müşteri sayısında azalma şeklinde kendini göstermektedir.
Psikolojik olarak rahatsız olan çalışanın üretime katacağı katkı sorunsuz bir
çalışandan çok daha az olacaktır. Hastalık sebebiyle işgücü kayıpları ülke
ekonomilerinde büyük kayıplara sebep olmaktadır.
Mobbing Önlemleri
Psikolojik yıldırmaya maruz kalan çalışanın, Mobbing
uygulayan kişiye taciz edici söz ve davranışlarını durdurmasını açıkça
söylemesi ve bu konuşmayı yaparken gerekirse tanıklık edebilecek bir kişinin
tanıklık etmesini sağlaması,
Çalıştığı kurum yetkilileri ile bu durumu paylaşması,
Yaşadığı olayları, verilen anlamsız emirleri ve uygulamaları
yazılı olarak kaydetmesi
Durumu bağlı olduğu sendikanın işyeri temsilcisine ya da
sendika yönetimine bildirmesi,
Hem yardımcı olması hem de kanıt oluşturması bakımından
gerekiyorsa tıbbi ve psikolojik yardım alması faydalı olacaktır.
Hukuki Bilgiler
Anayasamızda psikolojik tacizi doğrudan içeren bir hüküm
bulunmamaktadır. Ancak psikolojik tacizin ulusal ve uluslararası hukukta
kişilik hakları temelinde değerlendirildiği dikkate alınarak Anayasa’daki bu
haklara ilişkin düzenlemelerin bazıları;
Anayasamızın “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” başlıklı
5’inci maddesinde; “kişinin temel hak ve hürriyetlerini, sosyal hukuk devleti
ve adalet ilkeleriyle bağdaşmayacak surette sınırlayan siyasal, ekonomik ve
sosyal engelleri kaldırmak, insanın maddî ve manevî varlığınıngelişmesi için
gerekli şartları sağlamak” devletin görevleri arasında sayılmıştır.
10’uncu maddede, “Kanun Önünde Eşitlik” ilkesine yer
verilmiş ve devletin bu eşitliği sağlamak üzere gerekli tedbirleri alacağına
vurgu yapılmıştır. “Herkesin kişiliğine bağlı, dokunulmaz, devredilemez,
vazgeçilmez temel hak ve hürriyetlere sahip olduğu” 12’inci maddede düzenlenmiş
ve yine “herkesin yaşama, maddî ve manevî varlığını koruma ve geliştirme
hakkına sahip olduğu” 17’inci maddede vurgulanmıştır.
İş Kanunu
hükümlerinde doğrudan psikolojik taciz kavramına yer verilmemiş olmakla
birlikte; Eşit davranma ilkesi (Madde 5), Çalışma koşullarında değişiklik ve iş
sözleşmesinin feshi (Madde 22), İşverenlerin ve işçilerin yükümlülükleri (İş
sağlığı ve güvenliği konusunda) (Madde 77), kapsamında konunun
değerlendirilmesi mümkün görünmektedir.
Mevzuatımıza ilk kez
Türk Borçlar Kanunu ile giren psikolojik taciz ifadesi “İşçinin kişiliğinin
korunması” başlığı altında düzenlenmiştir. Bu hükümle işçinin işyerindeki
psikolojik tacizlere karşı hukukî güvence altına alınması konusunda önemli bir
adım atılmıştır. İşverenin bu maddeye aykırı davranışları sonucu ortaya çıkan
zararların tazmini, sözleşmeye aykırılıktan doğan sorumluluk hükümlerine tâbi
tutulmuştur.
Psikolojik taciz,
Türk Medenî Kanunu’nda açıkça düzenlenmemiş olmakla birlikte; “Dürüst Davranma”
başlıklı 2’inci maddesindeki“Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine
getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır” şeklindeki temel ilkeden
başlayarak; kişiliği vazgeçme ve aşırı sınırlamaya karşı koruyan 23’üncü madde,
saldırılara karşı koruyan 24’üncü madde ve bu konuda açılacak davaları
düzenleyen “Davalar” başlıklı 25’inci madde kapsamında ele alınabilmektedir.
Türk Ceza Kanunu’nun
amaçları arasında yer alan “kişi hak ve özgürlüklerinin korunması” kapsamında,
psikolojik tacize konu eylemlerin işleniş biçimleri ve sonuçlarına göre her
biri ayrı ayrı değerlendirilmek üzere 96. maddesindeki Eziyet, 105.
maddesindeki Cinsel Taciz,
106. maddesindeki Tehdit, 107. maddesindeki Şantaj, 117.
Maddesindeki İş ve çalışma hürriyetinin ihlali, 122. maddesindeki Ayırımcılık,
125. maddesindeki Hakaret, 123.maddesindeki Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma,
124. maddesindeki Haberleşmenin engellenmesi, 132. Maddesindeki Haberleşmenin
gizliliğini ihlal, 133. maddesindeki Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi
ve kayda alınması, 134. Maddesindeki Özel hayatın gizliliğini ihlal, 135.
maddesindeki Kişisel verilerin kaydedilmesi TCK’da suç olarak sayılan fiiller
arasında yer almaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder