Dün yazmak gelmedi içimden hikayemi, ben de bugüne kabusumu bıraktım...
Bugünün #blogfırtınası başlığı ''Bir rüyanızı veya kabusunuzu hikaye şeklinde anlatın''...
Her şey kendimi sık ve uzun uzun ağaçlarla kaplı bir ormanda bulmamla başladı... Etrafta yoğun bir toprak ve bitki kokusu karışımı vardı... Aslında gündüz olmasına rağmen ormanın içi inanılmaz karanlık ve kasvetliydi..
Korktum. Tek başıma ayakta dikilirken ne yapacağımı bilemez halde sağa sola, öne arkaya baktım durdum.. Sis inmişti, zemin gözükmüyordu, sanki sonsuz bir sis denizinin içindeydim... Kuşların, böceklerin sesini duyuyor ve hayatımda ilk defa kuşlardan korkuyordum...
Yürüdüm uzunca bir süre, tam olarak neredeydim, nereye gidiyordum bilmeden....
Bir anda karşıma çıkan tahta kulübe şaşırttı beni, 4 bir yanım ormanken o kulübe sanki oraya havadan inmiş gibi durmaktaydı...
Yorulmuş, üşümüş ve acıkmıştım...
Kapıyı açtım, içeri girdim... İçeride kolları ve ayakları olmayan plastik bir manken duruyordu...
ve yerde bir silah...
Etrafıma bakındım hiç bir yaşanmışlık yoktu içeride, bu iki objenin dışında bomboştu kulübe...
Ben oyalanırken burası ne acaba diye, hafif tıkırtılar duydum, arkamı döndüğümde manken ayaklanmış, yerdeki silahı almış bana doğrultmuştu...
Açık olan kulübe kapısından ormanın içine doğru koşmaya başladım, akşam olmuştu, koştum, koştum, arkamdan bir kaç el silah sesi duydum... Ama daha şiddetli duyduğum şey korkudan patlayacak olan kalbimin sesiydi...
İzimi kaybettirdiğimi düşünürken bir anda karşıma canlanan manken çıktı silahı yüzüme doğrulttu...
Uyandım...
Bu kabusu huzursuz uyuduğum her gece görürüm...
Çocukluğumdan beri aynı rüya, aynı mekan, aynı konu...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder