Perşembe, Nisan 18, 2013

Nerede? Ne zaman? Kimle?


 Rodos, Ekim 2012, Kardeşim ile..


Rodos kuşkusuz ki benim için İzmir' e gitmekten çok daha kolay olan bir Avrupa şehri. İşimden dolayı vize sıkıntım olmadığı için mayıs ayıyla beraber ekim sonuna kadar izin günlerimde kaçar kaçar dururum :)
Kardeşim de gezmeyi pek bi sever o yüzden abla - kardeş atlarız katamarana hoop 1 saat sonra Rodos limanındayız. 
Benim için en büyük artıları gümrükten makyaj malzemelerimi ve parfümlerimi alabilmem sanıyorum.
Ayrıca orada yaşayan bir kaç arkadaşım sayesinde en son gittiğimde gece hayatının ve eğlencenin de ne kadar güzel olduğunu görme fırsatım oldu:)

Şimdi gelgelelim alışverişe, Old Town denilen yer 1988 yılında UNESCO' nun Dünya Miraslarının arasına girmiş. İçinde çoğu Türkçe konuşabilen turistik hediye eşyacılar var ve bizim nazar boncukları pek bi revaçta.
Magnet, pano, sabun, elişi vb. almak için uygun bir yer olsa da iyice gezmeden almamanızı tavsiye ederim zira bi yerde 10 euro olan bibloyu başka bi yerde 5 euro ya bulmanız mümkün. Ayrıca kaleden çıkıp yeni şehire doğru giderken bi kaç dükkan var ki mutlaka uğranması gereken; duvarlarınız için deniz kabuklarından yapılan çok güzel dekoratif ürünler bulabilirsiniz..

Tabi ki biz alışverişin daha çok giyim kısmıyla ilgileniyoruz. 
Malum Marmaris küçük yer bizim sahip olduğumuz markalar standart ve pişti olmamak için genelde İstanbul ya da İzmir'den alışveriş yapmak lazım.. Ama karşı adamızda H&M, Zara, Mango, Berska vb. mağazalar oluncaa tadından yenmez pek tabii. Fiyatlar Türkiyedekilerin aynı ama tabi kredi kartımı yoksa nakit mi kullanacağınıza kur farklarına ve bankanızın imkanlarına bakarak karar vermenizi öneririm. Ayrıca kartınız eğer başkasınınsa anne baba farketmez pin girsenizde kabul etmiyorlar, illa pasaport görcekler..
Gözde onun için alışveriş yapmamı rica edip kartını verip bende kasada geri çevirilince anladım.. 
New Town dedikleri bölgeye geldiğinizde sizi hayal kırıklığına uğratacak bi görüntü sahip ilk başta şehir çok hmmm nası diyim karamsar... ama tabi para harcamaya başlayınca işin şekli değişiyor:)
Bu büyük en sevdiğimiz mağazaların en kötü yanı pazar günleri kapalı olmaları. Aslında bütün bi şehir kapalı nerdeyse pazar günü Old Town hariç.. Bi de siesta saatleri var ki - krizin en dibinde olmalarına rağmen hala nasıl yapıyolar anlayamıyorum-  14:00 -16:30 arasında. 

Rodos' a 10 defadan fazla gittim sanıyorum. Her gittiğimde de farklı eğlenceli yanlarını farkettim. Yukarıdaki resimler Kalithea Springs denilen bizim kaplıcalar yerine geçen yere ait. Uçsuz bucaksız deniz, tertemiz, mis gibi havası var şehirden 2 € luk bi bilet alıp 20 dakikada ulaşabilirsiniz. Bahar aylarında aç gitmeyin zira sadece peynirli tostları var.. Yazın menüleri daha zenginmiş.

Rodos halkı hakikaten çok canayakın bizim gibiler damak tadımız da tahmin edebileceğiniz gibi neredeyse aynı :)
Kısacası gidin, görün, gelin... 


PS: Rodos kaliteli ve değişik tasarımlı şemsiyeleriyle meşhur. Mutlaka bir tane edinin. ( Old Town' da şemsiyeci bir Türk var adını hatırlayamadım onu bulun kime şemsiyeci Türk deseniz söyler)






Hiç yorum yok:

Yorum Gönder