
Ve makyajın son rötuşu Ruj... Sürülmeden makyaj tamamlanmaz, eksik kalınır....
Neymiş peki rujun hikayesi;
Ruj kelimesi Fransızcada "kırmızı" anlamına gelen"rouge" kelimesinden gelmektedir. Rujun içinde ozokerit, lanolin ve ceserin mumları, balmumu, kastor yağı, beyaz mineral yağı, lanolin yağı, hidrolenmiş bitkisel yağlar, oleil alkol ve bromo asitler bulunmaktadır. Dünyada her üç kadından biri ruj kullanmaktadır ve hayatı boyunca bir kadın ortalama altı gram ruj yutmaktadır.

İslam'ın Altın Çağı'nda Arap Endülüs kozmetikçisi Abu al-Qasim al-Zahrawi, katı rujları buldu. Ortaçağ Avrupasında, ruj kilise tarafından yasaklandı ve "şeytanın cisimlenmiş hali" olarak düşünüldü, kozmetikler fahişeler için ayrıldı. 18. yüzyılda ruj erkekler arasında da yaygınlaştı ve Fransız mahkemelerinde yüzlerini öne çıkarmak isteyen görevliler dudaklarını boyarlardı.
19. yüzyılda Amerika Birleşik Devletleri'nde ruj, kırmızı boya ile renklendirildi.
Diye anlatılmış özgür ansiklopedi Wikipedi' de....
Ruj rengimizi ten rengimize göre seçebileceğimiz gibi, makyajımıza göre de seçebiliriz... Mat ve parlak olma özelliğine göre seçim yapılabilir.. Mat rujlar kalın dolgun dudaklar için uygunken, parlak rujlar ince ve açık renkli dudaklara önerilir...Eğer doğal bir ruj rengi kullanmak istiyorsanız kendi dudak rengimizin 1 yada 2 ton koyusunu kullanmamız güzel bir görüntü sağlayacaktır.

Uzmanların verdiği en önemli not ise eğer abartılı bir göz makyajı yapmışsak, rujumuzu doğal tonlarda seçmemizdir.. Eğer kırmızı ruj kullanacaksak makyajımızı hafif tutmak ya da gri dumanlı tarzda makyaj yapmak güzel bir görüntü elde etmemizi sağlayacaktır.
Ben bir kaç yıldır Dior'un resimde gördüğünüz rujlarını, ve pratikliği, dokusu ve renkleri nedeniyle de Clinique' in Chubby Stick rujlarını kullanıyorum. Ayrıca dudaklarım çatladığında Burt's Bees 'in dudak koruma kremini ve Nivea' nın vişneli koruma kremini kullanıyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder