Seyahat | Kapadokya - Güzel Atlar Diyarı / 2

Tur & Çevre Gezileri

Malum Peri Bacalarını görmek için heyecanlıydık ve konaklamamızı yaptığımız Göreme bunun için en iyi seçimmiş varınca anladık. Göreme Peri Bacalarının içine kurulmuş bir yerleşim birimi. Evler, oteller, restaurantlar, her şey mağaraların içinde. Ve merkeze sadece 1 km uzaklıkta Göreme Açık Hava Müzesi var.
Gece geldiğimiz için karşılaşmamız çok mistik oldu diyebilirim bu görüntüyle. Işıklandırmalardan ve siluetlerden sebep insan ürküyor heyecanlanıyor.
İlk günümüzü harcamak istemedik hemen çevreyi gezelim derken Hiro Tur acentası yetkilisi ile karşılaştık. Bize bölgedeki turlardan bahsetti. Bölgeyi dörde ayırmışlar. Her bir tura isim vermişler. Yeşil Tur, Mavi Tur. Sarı Tur ve Kırmızı tur şeklinde.

Biz kırmızı tura katıldık, turumuz aşağıdaki tüm noktaları içeriyordu. Yalnız tura katılmakta biraz geç kaldığımız için Uçhisar Kalesi'ni kaçırdık olsun du biz yine de gidip uzaktan da olsa gördük :)
Rehberimiz Ali çok komik ve eğlenceli bir rehberdi, olur da okursa buradan da kendisine teşekkür edelim. Turda bizim dışımızda Koreliler ve Japonlar vardı. Pek aktif katılımcı olduklarını söyleyemeyeceğim hatta baya sıkıcı tiplerdi :)

Gezdiğim yerlerin bir kısmını tek tek anlatmayacağım, yoksa sayfalarca yazmam gerekecek hikayesini öğrenmek isteyen vikipediye buyursun :)

Uçhisar Kalesi

(görsel alıntıdır)

Göreme Açık Hava Müzesi 





Çavuşin Köyü

Paşabağı

Güray Çömlek Sanatı Merkezi Avanos

Devrent Vadisi

Üç Güzeller Peri Bacaları Ürgüp

İlk tam günümüzde çılgınca yorulduğumuz için ikinci günümüzü sakin ama dolu dolup geçirelim istedik. Kararımızı Avanos'tan yana kullandık..

Avanos deyince akla ilk gelen çömlek yapımıdır. Ben de pek tabi uçakta taşıyabileceğim oranda çömlek aldım. Yine Avanos'un pek bir meşhur Chez Galip'inin saç müzesini görmeden olmaz dedik ve araya sora bulduk, pek de merkezi bir yerdeymiş..Mağaraların içine kurulmuş bir atolye, atolyeden saç müzesini görmek istiyoruz dediğinizde yönlendiriyorlar. Açıkcası içeriye ilk girdiğimde miğdem mi bulandı, ilginç mi geldi bilemedim. Koskoca bir mağara odanın içinde binlerce saç teli vardı. 1997'de Guiness rekorlar kitabına girmiş  vardı. Hikayesi ise 1968 yılında Galip Bey atolyesine gelen Fransız bir bayana aşık olur, bayan da hatıra olarak ona saçından bir tutam bırakır, daha sonra gelen her bayan müşteri saçından bir tutam ve isterse telefon numarası ve iletişim bilgilerini bırakır. Her yıl bu isimler arasından TRT ve noter kanalıyla çekiliş düzenlenir, içlerinden belirli kişilere Kapadokya, balon turu gibi hediyeler verilirmiş. 

Buradan çıktıktan sonra Kızılrmak görülmeden olmaz dedik, ırmak üzerindeki köprüde yürüdük, ördekleri seyrettik. 

Aynı günün devamını Ürgüp'te geçirelim istedik.

Göreme'ye yaklaşık 30 dakika uzaklıkta. Asmalı Konak dizisinden bu yana hep görmek istediğim bir yerdi. Gider gitmez konağa gittik zaten :)
Sadece mutfağı ve yatak odalarını korumuşlar, girişte bizi dizi oyuncularının fotoğrafları karşıladı. 
yıllarca soluksuz izlediğim dizinin çekildiği evde olmak gerçekten güzeldi.

Daha sonra Temenni Tepesi'ne çıktık, yolu çok yokuş ve hakikaten yorucu, çıktığınızda da öyle çok muhteşem bir manzara yok yani mutlaka görülmesi gereken bir manzara değil.
Çok acıktık ne yesek derken Zeytin'i bulduk. İyi ki de bulduk pek bir güzel Kayseri mantısı yedik. ortamı çok güzel sevimli bir aile işletmesi..

Ertesi günümüzü çok merak ettiğimiz Derinkuyu Yer Altı Şehri'ni görerek değerlendirmek istedik.İstemez olaydık. Bir daha ne girerim ne tavsiye ederim. 16 Katlı bir yer altı şehri, sadece 8 katı gezilebiliyor. İnerken sıkıntı yok, ama çıkış tam bir facia hele bizim gibi uzun boylu insanlarsanız sürünerek geçmeniz gerekecek duvarların arasından.. Çıkınca Kaymaklı Yer altı Şehrine' de gidecektik, ama buranın havasından ve bizi basmasından sebep vazgeçtik. 
Daha da yeraltı şehrine falan inmem :)

Çıkışta Derinkuyu Köyü'ndeki kilisenin bahçesinde gezdik biraz...
Baya korku filmlerindeki sahneleri anımsatan bir görüntü vardı. Kilise ziyarete kapalı.

Neyse döndük otelimizin olduğu köyümüz Göreme'ye :)
Akşam yemeğinde ise aslında Yozgat'a ait olan ama Kapadokya'da çok meşhur olan testi kebabını denedik. Açıkcası çok bir esprisi yok, testide et sote gibi..
Göreme'de tahmin edeceğiniz üzere her yer gayet turistik, esnafa sorduk neresi iyidir diye, Old Cappadocia diye bir restauranta yönlendirdi. Yani muhteşem olmamakla birlikte eh işte karnımız doydu :)

Son günümüzü boş boş geçirmeyelim dedik, uçağımız akşamdı. Biz de tekrar Göreme Açık Hava Müzesi'ne gittik, mağazdan alışveriş yapalım diye. İlerideki evimize çok güzel balonlu bir yastık aldık, sevdiklerimize de ufak tefek hediyeler. Giderken minibüs kullandık dönüşümüzü yürüyerek yaptık merkeze, sadece 1 km, iyi ki de öyle yapmışız çok güzel kareler yakalama imkanımız oldu..

Oradan da O Ağacın Altı adında sevimli bir kafesi olan panaroma izleyebileceğimiz bir tepeye gittik. Çay içtik ısındık... ooohh misss....

Hava durumu 2-7 derece arasındaydı, biz hazırlıklı gittiğimiz için çok üşümedik ama eğer ayakkabılarım ve montum uygun olmasaydı eminim donardım :)
Şarap tadımına gitmedik ama Kocabağ alıp denedik. Şaraptan pek anlamam o yüzden bana gayet şarap gibi geldi :)
Yazdıklarım dışında çok çok yer gezdik tesadüfen bulduklarımız da oldu.. Müze kartı kullanıyo olmamız çok işimize yaradı..
Muhteşem anılarla muhteşem Kapadokya namı değer ''Güzel Atlar Diyarı'nı '' geride bıraktık.. Çok sevdik. Balon turu yapamadık havadan dolayı kalkmadı, ama bir dahaki sefer bahar aylarında gideceğiz ve mutlaka balon turu yapacağız.

Umarım okurken ya da resimlere bakarken sıkılmamışsınızdır :)
Sevgiler,

Kapadokya seyahatimin ilk yazısı için tık tık :)